21 Kasım 2015 Cumartesi

4N1K YORUMUM - Büşra Yılmaz





Yazan: Büşra Yılmaz 
Yayımlayan: Epsilon Yayıncılık 
Sayfa Sayısı:491 
  
Arka Kapak Yazısı 
Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlikte büyüdüğü dört çılgın erkek arkadaşı yüzünden akranlarından biraz farklı bir kız haline gelmiştir. 
Dünyası, on iki yıllık dostları, gamzeli kahramanı Ali, tek ideolojisi 3P (pizza, pijama, pislik) üzerine kurulu bir çılgın, Oğuz, sevgilisini kendi vesikalık resminden bile kıskanan demirli, Gökhan ve notları toplamda bile 100’e ulaşamayan çorap fetişisti tatlı çapkın Sinan’dan ibarettir. Kalbi dördüyle tıka basa dolu, hayatı onlarla rengârenk olduğu için aşka ne inancı vardır ne de ihtiyacı... 
Ama bir gün rutin (!) hayatı, doğum gününde gelen bir paket ile tümden değişir. Paketin içinde, gizemli bir âşıktan gelen, kızımızın asla giymeyeceği türden gösterişli bir elbise ve içinde de bir not vardır. 
                                                                         
                                                                                    ***** 
  
   Aylardır açık olan ama yoğun dönemden kaynaklı elimi atamadığım bloguma ilk yorum olarak 4N1K'yı koymak istedim.Aslında ben kitap olarak hep 25 yaşını geçmiş yazarları okumayı sevmiyorum demişimdir. Ama tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz dedim ve ilk olarak Wattpadde okuduğum bu hikayeyi kitap olarak elime aldım.Hatta bu satırları birazda Yaprak'ın içindeki prensese ithafen pembe yazıyorum. 
   Herkesin lise döneminde unutamadığı zamanları vardır. Gençlik yıllarımızın en güzel zamanları dediğimiz bu dönemde geçiyor hikayemiz. Dört tane her yönüyle birbirinden farklı deli dolu çocuk ve çocukluktan beri onlarla olan tabiri caizse erkek Fatma diyebileceğimiz Yaprak'ın okulun yakışıklı basketçisi Barış tarafından fark edilmesiyle başlıyor hikayemiz. Hiçbir zaman normal bir kız olamayan Yaprak, Barış'ın inatla içindeki prensesi dışa çıkarmaya çalışmasıyla büyük bir ikileme giriyor. Yaprak'ın deyimiyle nöronları yanıyor. Kızımız böyle cebeleşirken diğer tarafta içine yangınlar düşen Ali(kuş) 'yi göremez. Ali, Yaprak'ı ilk gördüğünden beri aşkını içinde tutan bana göre kutsal aşığımız. Her zaman aşkın susarken yaşananın daha kutsal olduğunu düşünmüşümdür. Ali de kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyecek kadar koca yürekli birisi bence.  
   Aşırı samimi bir dille yazılan bu kitapta bırakın baş karakter olmayı o sınıfta kıyıda köşede oturan bir tip bile olmak isterdim. Belkide böylece  Yaprak'ın Ali'yi mi yoksa Barış'ı mı seçeceğini  yaşayarak görmüş olurdum. Kitabın diğer karakterlerinden bahsetmiyorum bile hepsi birbirinden manyak tipler. Oğuz kabul ederse ben MeSe olmaya varım :D Gökhan'ı üzdüğü için Merve'ye yapmak istediklerimi  söylemiyorum bile :D Sinan kurbağalı çoraplarımı sana hediye etmek istiyorum :D Ve son olarak Tuna yan karakter sayılsan da bebeğim senin benden nefret etme ihtimalini sevdim ben <3 
   Benim diyeceklerim bu kadar iki kez severek okudum ve 2.si çabuk gelsin diye dua ediyorum çünkü  bu deli çocukları üniversitede çok merak ediyorum. 


Resim  

'Severken abartanlardansın değil mi?' diye sordu çocuksu bir tebessümle. ' Yıldız kayarken, tek dilek hakkımı onunda penceresinden görünsün diye harcıyorum her defasında. Sanırım, evet'  

    Not: bu cümle ile aşk yaşıyorum <3


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder