23 Haziran 2016 Perşembe

Sarai-J.A. Redmerski Playlist #KPIBT Okuma Etkinliği



Merhabalar bu seferde playlistle karşınıza geldim :-) şimdi sizinle kitap okurken aklıma gelen şarkıların videolarını paylaşacağım <3

İlk Şarkım Adele- Skyfall




Murat Dalkılıç-Derine



David Guetta- Lovers On The Sun




Atiye feat İskender Paydaş- Yetmez




Şebnem Ferah- Deli Kızım Uyan



Tom Jones- Delilah



21 Haziran 2016 Salı

Katiller Çetesi Sarai- J.A. Redmerski Kitap Yorumum #KPİBT Okuma Etkinliği






Orjinal Adı: Killing Sarai

Yazar: J.A. Redmerski

Yayın Evi : Ephesus Yayınları

Sayfa Sayısı: 413

Çeviri: Murat Karlıdağ










Arka Kapak Yazısı: 

"Beş yıldız!" -The Book Enthusiast
"Bu seri inanılmaz." -SMI BOOK CLUB

The New York Times, USA Today ve The Wall Street Journal''ın çok satan yazarı J.A. Redmerski''den tutkunun ve hayatta kalma mücadelesinin romanı… 

Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika''daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir. 
Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai''ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar. Ne var ki, işler Sarai''ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson''a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur. 
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai''a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai''ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas''la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar. 
Bu kitap Sarai ve Victor''un hikâyesidir.


Merhabalar :) Kırmızı Pelerinler olarak son yorumum ile karşınızdayım. Daha önce yorumlarını yayınladığım Hiçliğin Kıyısında ve Sonsuzluğun Kıyısında kitap yorumlarımla tanıştığımız J.A. Redmerski'nin yepyeni kitabını sizler için yorumlayacağım.

 Annesi tarafından henüz on dört yaşındayken uyuşturucu baronuna satılan ve dokuz yılını esir gibi geçiren Sarai, kaçmanın yollarını aramaktadır. Victor'un çiftliğe iş için gelmesiyle tüm olacakları göze alır ve genç kız çareyi adamın arabasına gizlice binip saklanmakta bulur. Victor'un azılı bir katil olduğunu bildiği halde içinde bir parça vicdan olduğunu umut ederek hareket eder. Sonrası bildiğimiz bir kaçış hikayesi.  Sarai'nin kendi ağzıyla itiraf ettiği Stockholm Sendromu karşımıza çıkıyor ilerleyen sayfalarda. Tabi kitabın sonuna gelince böyle bitmemeliydi demeden yapamıyorsunuz.

Kitap bittiğinde hayal kırıklığı yaşamadım desem yalan olur. Aşk vardı fakat eksikti. Bir katilin tutkusunun ne kadar yoğun olabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Çok mükemmel değil mi? Ama malesef o tutku eksik kalmış. Yayın evine gelirsek; çevirisi çok hoşuma gitti akıcı ve anlamlıydı fakat bir çok kelime yanlış yazılmıştı.Kağıt kalitesi mükemmeldi. Ciltli olması zaten benim için kitabı bir adım öne çıkarıyor. E bu konuda da en iyilerden birinin Ephesus Ailesi olduğunu biliyoruz. Ben kitabımı severek okudum umarım sizde keyif alırsınız. Devamını dört gözle bekliyorum. Teşekkürler Ephesus..






19 Haziran 2016 Pazar

S*ktir Et Aşkı- Tarryn Fisher Kitap Yorumu





Orjinal Adı: Fuck Love

Yazar: Tarryn Fısher

Yayın Evi: Aspendos

Sayfa Sayısı:340

Çeviri: Merve Altıparmak






Arka Kapak Yazısı:

Aşkların en güzeli yaşanmaması gereken aşktır.
 
“Hayatın basit olmadığını biliyordum çünkü ben de basit değildim. Hatta basitten daha fazlası olduğumu ve normal pek bir yanımın olmadığını öğreniyordum. Bir adama âşık olmak zaten başlı başına bir şeydi ama bir rüya yüzünden en yakın arkadaşınızın sevgilisine âşık olmak...”
 
Helena Conway âşık olmuştu.
İsteksizce, farkına varmadan.
Ancak haklı sebepleri vardı.
Kit Isley onda olmayan her şeye sahip.
Ve Helena’nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasaydı, her şey çok güzel olabilirdi belki.
Helena kalbini susturmalı, doğru olanı yapmalı ve başkalarını da düşünmelidir.
Ta ki bunu yapmayana dek.





Merhabalar, dün gece kitabımı bitirdim ve yorumumla karşınızdayım.İnsanın yapacak hiçbir şeyi olmayınca yorum yazması da gecikmiyormuş :)

 Aslında tam olarak ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Kafam Helena'nın ki kadar karışık. Belki aşık ve evli bir bayan olduğum için Helena'ya sinirlendim çünkü en yakın arkadaşı ne kadar pislik olsa da -ki o başlarda o kadar da değildi-onun sevgilisine aşık olmak kabul edilebilir bir şey değil benim gözümde. Düşüncesi bile korkunç. Yazarın ilk kez bu kitabını okuyorum ama anladığım kadarıyla tarzı böyleymiş. Haklıyı haksız gibi görmemizi sağlayan, haksızı da baş tacı yapabileceğimiz şekilde anlatan kıvrak zekalı birisi. Ama ben bir türlü kitabın büyüsüne kapılamadım. Evet yazarın kalemini, tarzını sevdim bu konuda hakkını vermeliyim. Ben kitaptaki konuyu gerçek hayatta düşününce çok canım sıkıldı. Aşık olacağımız adamı seçemeyiz fakat aşık olduğumuz adam başkasıyla birlikteyse ortalığı karıştırmanın bir anlamı yok. 

 Kısacası baştan sona hep bir ümitle Della'nın  aradan çekilip Kit ve Helena'nın daha masum bir şekilde kavuşacağını bekledim.Olmadı. Beklediğim gibi  değildi.Üzgünüm..

15 Haziran 2016 Çarşamba

Nefretten Sonra-Seni Sevmek İstemedim- Yalnız Gözlerin İçin- Beni Bırakma- F. Murat Arsal Kitap Yorumlarım

İyi geceler. Uzun zamandır bu yorumları yazmak istiyordum. Bu geceye kısmetmiş. Umarım size bir faydam olur :)

Nefretten Sonra





Her kitabı kısa kısa yorumlamak istiyorum. Serimizin ve dolayısıyla yorumumuzun ilk kitabı Nefretten Sonra.

 Tamer güçlü bir iş adamıdır. Bunun yanı sıra devlet için özel görevlere giden bir ekibin içerisinde yer almaktadır. Yunanistan'da ortağının yüzüne ailesini kaybeder ve bunu öğrendikten sonra eski ortağını bir çıkmaza sokar. Adam ya intihar edecektir ya da hapse girecektir. Seçenekler arasında kolay yol olan ölümü seçer ve ölmeden önceki tartışmalara kızı Natalia da şahit olur. Eski ortağının Tamer'den son isteği kızına sahip çıkmasıdır. Ve ölmeden önce kızına intikamımı al diye söz verdirtir. Henüz on altı yaşında olan Natalia her gün bu intikam hırsıyla yaşar. Fakat intikam almak için girdiği aşk oyunu gerçeğe dönüşür. Yine de inadından vazgeçmeyen genç kız Tamer'in aşkından vazgeçme pahasına ülkesine döner. Sırılsıklam aşık bir çiftin kavuşma hikayesi diye tek cümle ile açıklayabilirim.

Seni Sevmek İstemedim


 Yeşil gözlü dev, Dodo... Doğan, Tamer'in ortağıdır ve tıpkı onun gibi gizli devlet ajanıdır. Tamer ile Natalia'nın aşkına şahit olduktan sonra aştan soğur. Hayatındaki tek önemli kadın annesidir onun için. Ama hayatın karşısına ne çıkaracağını bilmeyen Doğan bir gün hayallerindekinin tam tersi hırçın ve inatçı bir kıza aşık olur. Pınar, zengin bir ailenin züppe kızıdır. Abisinin kumar alışkanlığı tüm hayatını değiştirir. Doğan, Deniz'den borçlarını tahsil etmek için Mersin'e evlerine geldiği sırada bahçede pınar ile karşılaşır. Pınar o sırada üzerinde bikinisi ile nişanlısı Erdem'i bekliyordur ve Doğan'la karşılaşmaları pek hoş sayılmaz. Deniz'in borçları toparlayamaması sonunda Doğan çok büyük bir delilik yapar ve borçların karşılığında Pınar'ı alıp götürür. Aslında onu gördüğü ilk andan beri niyeti evlenmektir fakat yaşanan olaylar aralarındaki gerilimi arttırır ve Pınar'ın kendisini bir mal gibi hissetmesine neden olur.Kitap boyunca Dodo'ya kızmayacağınıza söz veriyorum. Tamam yaptığı hiç hoş değil ama bakın kaçırmasaydı kızı Erdem gibi bir pislikle evlenecekti Pınar :)

Yalnız Gözlerin İçin

İşte geldik serinin en sevdiğim kitabına. Tahir ve Güney'in aşkına yani :)

Ankaralı iş adamı olan Tahir, Doğan ve Tamer'le aynı gizli örgüttendir. Yakışıklılığına söz yok çünkü kendine has kır saçları insanı kendine aşık eden türden. Görev sırasında yaşanan talihsiz bir kaza sonucu aslında masum sayılan bir gencin ölmesine dolaylı yoldan sebep olur. Gencin son isteği kardeşine sahip çıkılmasıdır. Kendine has beyaza yakın sarı saçları ve mavi gözleri ile ilk bakışta dikkatleri kolayca üzerine çekebilen Güney, bu talihsiz gencin kardeşidir. Kardeşinin ölümünü öğrenen Güney deliye döner ve intikam alma arzusuyla yanar tutuşur. Hastanede gece vakti gizlice kardeşini öldürdüğünü düşündüğü Tahir'in odasına girer onu öldürmeyi dener ve beceremez. Yüzü sarılar içinde olan Tahir'in askeri künyesini bulur ve çalar. Artık düşmanına dair öfkesini canlı tutan bir şey vardır elinde. Tüm bunlardan habersiz Tahir ise iyileştikten sonra Güney'i bulur ve Cihan'ın son ricası üzerine belli etmeden göz kulak olmaya başlar. Avukatına verdiği talimatla burs bağlar, iş bulur kısacası hayatını kolaylaştırır. Avukat Ahmet Bey artık mezun olan Güney'i asistan olarak Tahir'in yanına yollar ve bir aşk filizlenmeye başlar. Ne var ki Güney'in hiçbir şeyde haberi yoktur ve esas olaylar tüm gerçekleri öğrendiğinde başlar.

Beni Bırakma


 Ve gelelim son yakışıklımız Akın'a. Akın meslekten ihraç edilmiş bir askerdir ve tabiki o da muhteşem ekip ghost'un bir üyesidir. Görev sırasında sivil birini öldürdüğü için hapse girer.Elazığ'da hapisten çıktığı gün hayatının yeniden şekilleneceğini bilemez. Hapishanenin kapısında Gamze ile çarpışır. Ağlamaklı olan gamze içinden gelen bir dürtüyle Akın'ı arabasına davet eder ve Elazığ-İstanbul arası dört gün sürecek yolculukları başlar. Gamze dünyada sayılı güzeller arasına girmiş mankenlerden birisidir ve Elazığ'a aşık olduğu sandığı Kaan'ı ziyarete gelir. Kaan'da mankendir ve uyuşturucu yüzüne hapse girmiştir. Tüm bunlar yaşanırken seks konusunda rahibe sayılan Gamze kendini hamile sanır. Akın'ı da bu yolla kendine yoldaş olmaya ikna eder zaten. Fakat geçirdikleri dört gün birbirlerinden etkilenmelerine sebep olur. Gün geçtikçe yaşananlar bir bir gerçekleri gün yüzüne çıkarır ve aşıklar aşkın farkına varırlar.





Kitaplar hakkındaki genel yorumuma gelmek istiyorum. Hepsini severek okudum fakat sıkıldığım bir çok nokta oldu. Bunlardan birincisi karakterin bir özelliğinin kırk kere tekrar edilmesi. Tamer'in ne kadar iyi Yunanca konuştuğunu bin kere okuduk heralde.Ki bu örneklerden sadece bir tanesi. İkincisi, kızların yaşları ve erkeklerin yaşları. Mesela Natalia 17 yaşında iken Tamer'i kendine aşık ediyor Tamer ise o sırada 30larının başında. Aynı şekilde Pınar 21, Güney 22 yaşında adamlarımız ise 32 ve 34. Bir tek Gamze 27 yaşında. Üçüncüsü, ilk üç kitap intikam üzerine gitmiş ve diyorsunuz ki vay be ne kadersiz arkadaşalarmış. Bu arada FMA'nın seksyazması konusunda bir çok eleştiri duydum hiç birine katılmıyorum. Adam mükemmel yazmış. Hiç irrite olmadım. Sadece dediğim 3 özellik beni sıktı. Yoksa hikayeleri ve kahramanları sevdim :)  
 

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Hiçliğin Kıyısında& Sonsuzluğun Kıyısında- J.A.Redmerski Kitap Yorumum (KPİBT Okuma Etkinliği)

                                       







     Kitap Adı: The Edge Of Never  

     Yazar: J.A.Redmerski

     Sayfa Sayısı: 472

     Yayın Evi: Ephesus Yayınları 








Yirmi yaşındaki Camryn, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı düşlemektedir. Fakat başına gelen trajediler bu yaşamı kendisinden zorla çekip alınca, ilk bulduğu otobüse atlayarak varış noktasını bilmediği bir yolculuğa çıkar. Çıktığı bu kendini yeniden keşfetme yolculuğunda, kendisi gibi nereye gideceğini bilmeyen, Andrew Parrish adında biriyle tanışır. Fakat Andrew'un da bazı karanlık sırları vardır…
Andrew yolculukları esnasında Camryn'e kimseye bağlı kalmadan, içinden geldiği gibi yaşama, en derin ve kuytu arzularına teslim olma sanatını öğretir. Ancak Andrew'un ondan gizlediği sır yolun sonunda kendisini beklemektedir. Bu sır ikiliyi bir araya getirebilecek midir, yoksa onları sonsuza dek birbirlerinden ayrılmaya mı mahkûm edecektir?

"Hiçliğin Kıyısında mı? 'Muhteşemliğin Kıyısı'na ne dersiniz? Çünkü şu anda tam olarak bu durumdayım."
-USA Today-
(Tanıtım Bülteninden)


  Merhabalar Kırmızı Pelerinliler olarak okuma etkinliği yaptık  ve kitabımız Sonsuzluğun Kıyısında.Bu yüzden serinin ilk kitabını okumayanlar için bir sürpriz yapmak istedim ve işte karşınızda Hiçliğin Kıyısında yorumum.

   Kitabımız hayatın her zaman kıyısında gezen bir çiftimizi konu alıyor. Camryn Bennet henüz yirmi yaşında olmasına rağmen başından bir çok üzücü olay geçmiştir. İlk aşkı olarak gördüğü Ian'ı trafik kazasında kaybettikten sonra depresyona giren Cam'in annesi ve babasının boşanması çok sevdiği ananesinin vefatı ve abisinin hapse girmesi genç kızın psikolojisini alt üst etmiştir. Kendi ruh halinde yaşarken en yakın arkadaşıyla da arası bozulunca kendini yollara vurur. Otobüs seyahati ile kafası nereye eserse oraya gitmeye karar verir ve otobüste hayatını değiştirecek olan adamla tanışır.
   Andrew Parrish, yirmi beş yaşında yakışıklı bir adamdır. Babasının ölmek üzere olduğunun haberini alınca kendi içinde bu karşılaşmayı uzatmak için otobüse biner. Şehirler arası otobüste kızımız Cam ile karşılaşır ve sonrasında onu otobüsteki manyak ruhlu adamdan korumak için arkadaş olmaya çalışır. Amacı kızı korumaktır ama hem kızın güzelliği hem gizemli hali dikkatini çeker. 
  Bundan sonrası artık baya bir spoiye girecek olayları detaylandırmayacağım ama şunu diyeyim Cam hamile kalıyor ve nişanlanıyorlar 😍😍💑💑

                                                            

"Duygusal, kalp atışınızı hızlandıracak ve hep daha fazlasını isteyeceğiniz bir serüven."
-Reveal-

Camryn Bennett hayatı boyunca hiç olmadığı kadar mutludur. Ruh eşi Andrew Parrish'le bir otobüste tanışmalarından beş ay sonra nişanlanmışlardır. Üstelik onları bekleyen tek şey evlilik de değildir. Hem endişeli, hem heyecanlı olan Camryn, hayatının geri kalanını Andrew ile geçirmek için sabırsızlanıyordur. Onun kendisini daima seveceğinden emindir, çiftin hayattan pek çok beklentisi vardır fakat kötü bir olay, hayatlarını bir anda tepetaklak eder. 

Andrew yaşama tutunmaya çalışır, Camryn'in de aynı çabayı göstereceğini düşünür. Ama Camryn'in yarasını tehlikeli yollardan sarmaya çalıştığını fark edince, onu hayata döndürmek için bir şey yapması gerektiğini anlar. Aşklarının her şeyin üstesinden geleceğini ispatlamaya çalışan Andrew, Camryn'i umut ve tutkuyla dolu yeni bir yolculuğa davet eder. Aşkın en güzel hali yine Redmerski'nin kalemiyle okurla buluşuyor. Sonsuzluğun Kıyısında hayata ve aşka dair çarpıcı bir hikâye... 
(Tanıtım Bülteninden)


 İkinci ve serinin son kitabına geldi sıramız. İlk kez okuma etkinliği yapıyoruz ve blog turu kadar özen gösterdiğimiz için gönlüm rahat bir biçimde sizlere yorumumu yazacağım😃 
  Tam her şey yolunda gidiyor derken Cam'in bebeği kaybetmesi üzerine kara bulutlar ilişkilerinin üzerini kaplamaya başlar. Cam bebeğin kaybını da sevdiklerini bir bir kaybetmesi gibi kendi suçu olarak görür.Yakışıklı kahramanımız Andrew bu duruma dayanamaz ve Cam ile tekrar yollara düşmeye karar verirler.
  Aslında daha uzun bir yorum yaparsam spoi vermiş olurum o yüzden size kendi fikirlerimi bildirmek istiyorum. Andrew tam bir aşık her anlamda hemde fakat Camryn bencil birisi bu yüzden aşkı acıya dönüştürüyor.Sabır taşı yakışıklımız tüm şımarıklıklarına rağmen sevdiği kıza bir prenses gibi davranıyor. Kitabı okurken Cam'i bir kenara fırlatıp Andrew'u çekip yanıma almak istedim. Cam'e de diyecek bir çift sözüm var; " Kızım sen aptal mısın böyle mükemmel birini bulmuşsun hala neyin bunalımındasın😂



2 Mayıs 2016 Pazartesi

Sonsuzluğun Kıyısında Karakter Tanıtımı #KPİBT Okuma Etkinliği


En sevdiğim görevle geldim karşınıza. Karakterleri tanıtıyorum merak edenler buyursun 🌠🌠🌠

 Andrew Parrish


Hanımlar dikkat! Bu Andrew Parrish. 25 yaşında yakışıklı ve sexy bir erkek.Gördüğünüz üzere yeşil aşkla bakan gözlere sahip. Ayrıca bir sesi var ki duymadan beni kendine aşık etti.3 erkek kardeşin ortancası.Başına buyruk olması abisiyle arasında problemlere sebep olsa da herkes tarafından çok seviliyor. Ve en önemli özelliğinden bahsedeceğim size. Andrew'un çok mükemmel bir kalbi var. Her kadın böyle bir aşığı olsun ister kesinlikle. Hani sevdi mi sonuna kadar dediğimiz olay var ya işte o tam bu yakışıklı için söylenmiş. Serseri ruhunda böyle güzel bir erkeği nasıl sakladığını merak ediyorum doğrusu. Ve bence o yüzden sadece kitap karakteri gerçekte böyle bir erkek olamaz😂😍💑👼

Camryn Bennett




   İşte kızımız Camryn Bennett. 20 yaşında doğal bir sarışın. Kendine özgü bir güzelliği var. Biz onu yandan örgülü saçlarıyla tanıdık. Evet evet bildiniz Hiçiliğin Kıyısında'nın kapağındaki kızımız.İlk kitabı okuyanlar bilir, okumayanlar için ben tekrar söyleyeyim, kızımız birazcık bunalım takılıyor. Yani aslında birazdan biraz fazla bile olabilir. Sürekli bir depresyon halinde ama sorsanız kabullenmez.Bunu en iyi Nat bilir hatta. Bu kitapta depresyondan çıktı diye sevinirken bencil yanını keşfettik. İçindeki küçük şımarık kız bebeğini kaybedince ortaya çıkıyor. Cam için ruhu kayıp bir gezgin diyebiliriz. Ne kadar şanslı ki hem ruhunu hem ruh eşini yollarda buluyor ve çok güzel bir hayata sahip oluyor. Ah Cam'cim Andrew'a iyi bak olur mu çünkü gerçek dünyada onu arayan milyonlarca kız var 😉😉😎

13 Nisan 2016 Çarşamba

Leo- Mia Sheridan Kitap Yorumum




 

   

     Kitap Adı: Leo                                                      

     Yazar: Mia Sheridan
            
     Yayın Evi : Yabancı Yayınları

      Sayfa Sayısı: 288








Başka Dilde Aşk'ın yazarı Mia Sheridan'dan, kayıp aşklara ve yeni başlangıçlara dair yepyeni bir roman… Evie ve Leo, koruyucu aileleri vasıtasıyla tanışmışlar ve sıkı bir dostluk kurmuşlardı. Büyüdükçe, aralarındaki bu dostluk yerini daha yoğun bir duyguya, yani aşka bırakmış ve on sekiz yaşına girdiklerinde birlikte bir hayat kurmaya yemin etmişlerdi. Ergenlik çağındayken Leo birden evlat edinilip başka bir şehre taşınmış ancak Evie'ye bulduğu ilk fırsatta onunla iletişime geçeceğine dair söz vermişti. Ne var ki Evie ondan bir daha haber alamamıştı.

    Sekiz yıl sonra Evie şansını döndürüp kendine bir hayat kurmuştu. Bir işi, arkadaşları vardı ve mutluydu. Ardından gizemli bir adam ortaya çıktı, onu Leo'nun gönderdiğini iddia ediyordu. Ve bu adamla aralarındaki elektrik inanılmazdı! Yine de, Evie bu ateşli yabancıya güvenebilir miydi? Ve bu yabancı, Leo'yla olan bağlantısı ve onun ortadan kayboluşu hakkında Evie'ye yalan söylüyor olabilir miydi?

"Bu hikâyenin her şeyi mükemmeldi! Beni ağlattı, güldürdü, kendimden geçirdi. Kısacası, bayıldım!"
-Aestas Book Blog-
(Tanıtım Bülteninden)



  Merhabalar geçen hafta yorum gireceğimi bildirmiştim instagram hesabımdan bugüne kısmetmiş. Leo'yu okurken beklentim çok yüksekti çünkü Archer's Voice'a bayılmıştım. Sabahın köründe seyehat edeceğimi bilmeme rağmen tüm gece onu okuyup bitirmiştim.Yorumumda blogumda var bakmak isteyenler bakabilir. Size kitapla ilgili söyleyeceğim şey ilk başta Leo'yu okusam büyük ihtimalle Başka Dilde Aşk'ı okumazdım. Çünkü sonu çok tahmin edilebilir bir kitaptı.

  Leo ve Evie sorunlu ailelerin terkedilmiş iki çocuğu.Korucu ailelerin evinde tanışıyorlar. Çocukça ama dürüstçe bir aşka tutulurlar. Koruyu aileleri ayrılsa bile her gece Evie'nin yaşadığı evin çatısında buluşurlar.Ta ki Leo'yu evlat edinmek isteyen bir ailenin ortaya çıkmasına kadar. Son kez buluştukları gece birbirlerine söz verirler; ne olursa olsun birbirlerinden başka kimseyle olmayacaklarına dair söz verirler. Fakat Leo sözünü tutmaz Evie'yi arayıp sormaz. Evie umursamamaya çalışsada aslında aklından çıkaramaz Leo'yu. Bir hafta boyunca kendisini takip eden gizemli adamla tanışana kadar. Jake, Evie'nin aklını başından alır hatta o kadar ki yaşadığı aşk ve heyecan gözünü gerçekleri göremeyecek kadar kör etmiştir. Ve gözleri gerçeklerle açıldığı an Leo'sunu bulur. Bu kitabımız da mutlu sonla biter.


4 Nisan 2016 Pazartesi

 Karmakarışık💑Darmadağınık💑Sıkı Fıkı Kitap Yorumu




Zengin, yakışıklı ve kendini beğenmiş Drew Evans ile güzel, zeki ve hırslı Katherine Brooks buluştuğunda işlerin karmakarışık hale gelmesi şaşılacak bir şey değildir.

Drew Evans'ın işi, milyon dolarlık anlaşmalar yapmak ve New York'un en güzel kadınlarını tek bir gülümsemeyle baştan çıkartmaktır. Peki, öyleyse neden yedi gündür evden dışarı çıkmıyor? Neden mahvolmuş, sefil bir halde ve depresyonda? Ona sorduğunuzda size sebebinin grip olduğunu söyleyecektir fakat hepimiz bunun doğru olmadığını biliyoruz.

Katherine Brooks, Drew'un babasının yatırım bankacılığı firmasında işe başladığı anda gösterişli playboyun hayatındaki her alanın bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur. Profesyonel alandaki yarışları Drew'un cesaretini kırıyor, Katherine'e karşı hissettiği çekim dikkatini dağıtıyor ve onu yatağa atma girişimlerindeki başarısızlığı ise tamamen sinirlerini bozuyordur.

Nasıl oluyordu da kadının biri çıkıyor ve ağzı iyi laf yapan çapkın bir adamı mahvolmuş, umutsuz biri haline getirebiliyordu? Hayatta asla sahip olmak istemediği tek şeyi gerçekleştirerek.


 Bakın burada kim varmış, Drew Evans! Yazın en güzel zamanında okuduğum bu kitabı yorumlamak bugüne kısmetmiş.Hatta kombo yapıp üç kitabın da yorumlarını bir anda yazacağım. Dün akşam bookstagram hesabımdan Sıkı Fıkı ve Leo için yorum yazacağımı duyurmuştum sözümü tutmak istedim.Şimdi size hızlıca Karmakarışık'ı yorumlayacağım :)

Drew Evans, yirmili yaşların ortasında başarılı bir ekonomist. İş yerindeki başarısı kadar konuşulan bir özelliği daha var o da çapkınlığı. Kitabın ilk sayfasını okuduğumda Allahım bu piç tam benlik dedim. Ağzımı bozduğum için kusuruma bakmayın ama bu çocuğa bu sıfat cuk oturuyor. Ve ben ona böyle aşığım😍 (Bu yazdıklarımı kocama söylemezseniz çok sevinirim😂)

Kate Brooks, zor bir hayatı başarılı okul hayatı sonrası Drew'un babasının ortağı olduğu ekonomi firmasında işe başlar. Alanındaki başarısı Drew'u gölgede bırakır. Yakışıklı kahramanımız iş alanında Kate'i kıskanması yetmiyor gibi güzelliğinin etkisine de kapılmadan yapamamıştır. Kendine iş yerinden kimse ile çıkma kuralını koyan Drew bu kuralı Kate'i görür görmez aslında unutmuştur. Kate'in uzun yıllardır birlikte olduğu Billy ile ilişkileri kötüye gitmesi Drew'un işine gelir. Bu aşk böylece başlar. Fakat Drew'un eşekliği sebebiyle kitabımızın konusu oluşur. Adam yakışıklı olduğu kadar bir insanı nasıl kırması gerektiğini bilen bir hayvan. Yanlış anlaşılmalar silsilesi Kate ve Drew'un hayatını Darmadağınık'ta bile bırakmaz.


New York Times çok satan yazarı Emma Chase'in Karmakarışık adlı kitabının devamı olan Darmadağınık'ta, Kate'le Drew'un başına beklenmedik olaylar geliyor ve ikili ilişkileri için yeniden pazarlığa oturma ihtiyacı hissediyor.

İnsanlar ikiye ayrılır: Yaşananlara temkinli yaklaşanlar ve gözünü daldan budaktan sakınmayanlar… Ben hep sakin kalmaktan yana olmuşumdur. Tedbirli, planlar yapan biriyim. Ne var ki, Drew Evans'la tanıştığımda her şey değişti. Drew çok inatçıydı. Kendisine ve tabii bana çok güveniyordu.

Ama bütün aşk hikâyeleri sonsuza dek mutlu devam etmez. Drew ile atlarımızı batan güneşe doğru süreceğimizi mi düşünmüştünüz? O zaman aramıza hoş geldiniz! Şimdi hayatımın en önemli seçimini yapmak zorundayım. Drew ise kendi seçimini çoktan yaptı. Hatta bu kararı ikimiz adına da vermeye çalıştı. Ama bildiğiniz gibi, ben öyle biri değilim. O yüzden tek başıma Greenville, Ohio'ya döndüm. Gerçi aslına bakarsanız tam olarak yalnız sayılmam… 

Şunu öğrendim ki eski alışkanlıklar kolay kolay yok olmuyor. Ve bazen yolunuza devam edebilmek için, başladığınız yere dönmek zorunda kalıyorsunuz. 



İkilimizin aşk hikayesi Darmadağık'ta da devam ediyor. Bu sefer hayatı Kate'in ağzından okuyoruz.  Drew kadar eğlenceli olmasa da onunla da kitap çok güzel okunuyor. Yazarımız kitabın son bölümlerini Drew'un ağzından yazarak kalbimizi fethetmeyi başardı zaten. Drewla birlikte olan kadını hayal etsenize ve her şeyi onun ağzından okuyorsunuz. Mükemmel bir deneyim. Yine bir yanlış anlaşılma ile kitabımız şenleniyor. Drew tam bir pislik ve Kate'i öyle bir duruma sokuyor ki o an kitabın içinde olsam tekme tokat Drew'a girişirdim. Hatta Kate'in yerinde olsam affedebilir miydim bilmiyorum. Spoi vermek gibi olmasın ama yeni bir Evans giriyor hayatımıza. Drew'u baba olarak hayal etmek bile inanın sırıtmama sebep oluyor. Sıkı Fıkı'dan sonra düğünümüz varmış heyecanla bu düğüne şahit olmayı bekliyorum.  Sıkı Fıkı demişken;

"Son derece sevimli, kahkahalarla okuyacağınız bir hikâye. Eğer Drew'u sevdiyseniz, Matthew'a bayılacaksınız." 
-K. Bromberg 

Sıkı Fıkı, Karmakarışık günlerine geri dönüyor. Fakat bu sefer tavsiyelerde bulunan ve Dee Dee'yle uğraşmak durumunda kalan tabii ki Drew değil, onun en yakın arkadaşı olan Matthew!

Eğer bu hikâyeyi daha önce duyduysanız beni durdurun. Çapkın erkek bir kızla tanışır, ona âşık olur ve tepeden tırnağa değişir. 

Epey güzel bir hikâye, değil mi? Ama bizim hikâyemiz değil. Bizimki çok daha renkli. 
Dee'yle tanıştığım an Dee'nin özel biri olduğunu biliyordum. O ise benim kendisiyle birlikte olup, sonra da onu hayal kırıklığına uğratacak bir erkek olduğumu düşündü. Aksini ispatlamamsa epey vakit aldı. Ama konu sevişme olduğunda epey ikna edici olduğum söylenebilir. 

Bu hikâyenin en güzel yanı sonu değil, o sona nasıl geldiğimiz...
(Tanıtım Bülteninden)

 Ve işte son kitabımız Sıkı Fıkı. Bu sefer kitabımız Matthew'in hayatını anlatıyor. Matt, Drew'un en yakın arkadaşlarından biri. Matt'in babası ile Drew'un babası ortak bu yüzden arkadaşlıkları uzun yıllara dayanıyor. Aynı şirkette çalışmalarından bahsetmiyorum bile.
 Matt bir öğle yemeğinde Kate'in en yakın arkadaşı olan Dee Dee ile karşılaşır. Tek gecelik başlayan ilişki ikisini de yanıltır.Birbirlerine olan aşklarını kabul etmekte zorlanırlar. Özellikle Dee geçmişte yaşadığı tüm deneyimlerinin kötü bitmesi kafasını karıştırıp gözünü korkutmaktadır. Dee'yi ikna etmek Matt'i yorsa da aşk buna değiyor.Kazanan aşk oluyor. Çılgın Dee ve Matt'in düğününe şahit oluyoruz kitabın sonunda ve bu sayfalar yine Drew'un ağzından okuyoruz. Düğüne damgasını vuran Drew ve Billy'nin kavgası damgasını vuruyor. Düğünü mahveden bu koca çocuklara Dee Dee'nin çok güzel bir hediyesi var. Okuyun ve görün.

Tüm kitaplara Goodreads puanım 5 üzerinden 5. Emma Chase bu işi çok güzel başarıyor. Ama itiraf etmeliyim hayat Drew Evans'ın ağzından daha güzel. Bir kadın olarak bir erkek nasıl anlatılır? sorusuna Emma Chase nirvanadan cevap vermiş.Kendisini tebrik ediyorum.üç kitaba tek yorumum olursa BAYILDIM.

15 Mart 2016 Salı

Gitme-Selvi Atıcı #Buddyreads Okuma Etkinliği 3













Yazar Adı: Selvi Atıcı

Yayın Evi : Nemesis Kitap

Sayfa Sayısı :492










Arka Kapak Yazısı:

Nefret ve aşk arasındaki mesafe ne kadardır?
Kilometrelerce mi?
Belki bir adım kadar yakındırlar birbirlerine?
Belki de aralarında zerre kadar dahi uzaklık yoktur. Üstelik birbirlerine dönüşmeleri öyle hızlı gerçekleşir ki, hiçbir kalp nasıl sevdiğinden bir anda nefret ettiğini, sonra onu yeniden nasıl sevdiğini anlayamaz.
Sırılsıklam âşık olan bir kadın…
Tek gecelik ilişkilerin adamı olan bir erkek…
Ve geçirilen tek geceden sonra birbirinden nefret eden
ya da belki tamamen âşık olan iki insan...
Gerçekte hissettikleri şeyin ne olduğunu keşfetmeleri ise hiç kolay değil…
Gitme, aşkın ve nefretin sınırlarında dolanmanıza neden olacak.







Herkese merhabalar :) Bir süredir Karamela Sepeti ile birlikte buddyreads etkinlikleri yapıyoruz. Bu sefer aramıza Vesta Günlükleri de katıldı ve mükemmel kitap mükemmel dedikodularla ve Vesta günlüklerinin bol spoileri ile bitti.
Bir Kayıp Şehir Romanı başlığı altında bir kaç kitaptan oluşan serinin çıkan son kitabı Gitme. Kitabımızda  Tunç Mirza ve Hayat baş kahramanlarımız. Biraz hikayemizden ve karakterlerimizden ve okurken neler düşündüğümden bahsedeyim sizlere. Okurken çok sinir oldum. Evet şaşırdınız değil mi? Bir kitap karakteri düşünün pisliğin önde gideni. Hani elimde olsa bir kaşık suda boğardım o
derece. Kimden bahsettiğimi merak edenler için o kişi Tunç Mirza Yiğit!

Tunç, çocukken yaşadığı bir olay sonrası ailesi ile arasına duvar örüyor. Aslında aşılması zor olan bu duvarların amacı sevdiği bir insanın acısını görmemek.Şöyle bir bakınca aslında diyebilirim ki Tunç çok korkak bir yapıya sahip.Bu da onun sevdiklerine karşı hırçın ve soğuk bir yapıya bürünmesine neden oluyor.Aynı şey aşk içinde geçerli tabi. Ben kitapta Deryal Bey'e daha sıcak davrandığını okumak isterdim. Neyse ki Hayat'a olan sinir bozucu tavrının tamamen değişmesini keyifle okudum ya o hepsine bedeldi😍😍

Hayat demişken birazda size onu anlatayım :) Hayat, Adanalı toprak zengini bir babanın tek çocuğu.Tahmin edeceğiniz üzere çok kıymetli babası için. İstanbul'a okumaya geliyor. Bir gün bir adama aşık oluyor. Stalkerlıkta uzman olmuş diyeyim ben size😂 Ve bir gece bu adam Hayat'ın tüm geleceğini değiştiriyor. Okuduğum her sayfada hem Hayat'ı suçladım hem Tunç'tan nefret ettim. Aslında bir kitapta ilk kez ne hissedeceğimi bilemedim. Bir karaktere hem kızıp hem sevmek mümkün mü? Duygu yoğunluğum Hayat'ın ki ile yarışacak derecede.

Genel olarak kitap hakkında düşüncelerimi soracak olursanız çok iyi oluşturulmuş bir kurguydu.Çukurovalı olduğum için Adanalı bir karakter okuduğuma çok mutlu oldum.Bir tek Çiftlik sahneleri eski zamanlardan kalma olduğu için beni rahatsız etti. Üzülerek söyleyeceğim o çiftlik olayları Hanım'ın Çiftliğinde kaldı. Pamuk bile yetişmiyor artık buralarda😢 Bunları da eminim sadece buralarda yaşayanlar biliyordur o yüzden sıkıntı eden birileri olduğunu sanmıyorum :)

Yazarımıza gelirsek; Selvi Atıcı'yı okurken kitabı aslında okumuyorum yaşıyorum belki zihnim de bir film gibi izliyorum.İşte bu yüzden kalemini çok seviyorum. Elimde Sen ve Kimliksiz'de mevcut. En kısa zamanda onları da okuyacağım. Hala Ömer'e aşığım Tunç Burcu'nun olsun😁 Yeni kitaplarını bekliyorum Selvi Abla duyurulur:) Goodreads puanım tabi ki 5🌠🌠🌠🌠🌠 Kitap zevkimi beğenenler rahatlıkla okuyabilirler 😍😍😍



5 Mart 2016 Cumartesi

Cumaya Kadar Sözüm Söz- Catherine Bybee (KPİBT#6 Playlist)



Blog turumuzun son gününden herkese merhaba :) Bugün sizlere kitabı okurken dinlediğim ve hoşuma giden şarkıları paylaşacağım :) Umarım beğenirsiniz..



Maoon 5-Maps




I miss the taste of the sweet life
I miss the conversation
I'm searching for a song tonight
I'm changing all of the stations
I like to think that we had it all
We drew a map to a better place
But on that road I took a fall
Oh baby why did you run away?

I was there for you
In your darkest times
I was there for you
In your darkest nights

But I wonder where were you
When I was at my worst
Down on my knees
And you said you had my back
So I wonder where were you
All the roads you took came back to me
So I'm following the map that leads to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you
Following, following, following to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you
Following, following, following

I hear your voice in my sleep at night
Hard to resist temptation
'Cause something strange has come over me
Now I can't get over you
No I just can't get over you

I was there for you
In your darkest times
I was there for you
In your darkest nights

But I wonder where were you
When I was at my worst
Down on my knees
And you said you had my back
So I wonder where were you
All the roads you took came back to me
So I'm following the map that leads to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you
Following, following, following to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you

Oh oh oh
Oh oh oh
Yeah yeah yeah
Oh oh

Oh I was there for you
Oh In you darkest times
Oh I was there for you
Oh In your darkest nights

Oh I was there for you
Oh In you darkest times
Oh I was there for you
Oh In your darkest nights

But I wonder where were you
When I was at my worst
Down on my knees
And you said you had my back
So I wonder where were you
All the roads you took came back to me
So I'm following the map that leads to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you
Following, following, following to you
The map that leads to you
Ain't nothing I can do
The map that leads to you
Following, following, following





Yine bir Maroon 5 şarkısı paylaşacağım bu şarkının klibi bana kitabı çok hatırlatıyor :)

Maroon 5- Sugar



I'm hurting, baby, I'm broken down
I need your loving, loving, I need it now
When I'm without you
I'm something weak
You got me begging
Begging, I'm on my knees

I don't wanna be needing your love
I just wanna be deep in your love
And it's killing me when you're away
Ooh, baby,
'Cause I really don't care where you are
I just wanna be there where you are
And I gotta get one little taste

Your sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me
I'm right here, 'cause I need
Little love and little sympathy
Yeah you show me good loving
Make it alright
Need a little sweetness in my life
Your sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me

My broken pieces
You pick them up
Don't leave me hanging, hanging
Come give me some
When I'm without ya
I'm so insecure
You are the one thing
The one thing, I'm living for

I don't wanna be needing your love
I just wanna be deep in your love
And it's killing me when you're away
Ooh, baby,
'Cause I really don't care where you are
I just wanna be there where you are
And I gotta get one little taste

Your sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me
I'm right here, 'cause I need
Little love and little sympathy
Yeah you show me good loving
Make it alright
Need a little sweetness in my life
Your sugar (your sugar)
Yes, please (yes, please)
Won't you come and put it down on me

Yeah
I want that red velvet
I want that sugar sweet
Don't let nobody touch it
Unless that somebody's me
I gotta be a man
There ain't no other way
'Cause girl you're hotter than southern California Bay

I don't wanna play no games
I don't gotta be afraid
Don't give all that shy shit
No make up on, that's my

Sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me (down on me)
Oh, right here (right here),
'Cause I need (I need)
Little love and little sympathy
Yeah you show me good loving
Make it alright
Need a little sweetness in my life
Your sugar (sugar)
Yes, please (yes, please)
Won't you come and put it down on me

Your sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me
I'm right here, 'cause I need
Little love and little sympathy
Yeah you show me good loving
Make it alright
Need a little sweetness in my life
Your sugar
Yes, please
Won't you come and put it down on me
(Down on me, down on me)



Şimdi paylaşacağım şarkı bakalım size de Nail'i hatırlatacak mı?

Emre Aydın- Afili Yalnızlık


Bitiyorum her nefeste 
Ne halim varsa gördüm 
Çok koştum, çok yoruldum 
Ve şimdi ben de düştüm...

Sövdüm (sövdüm), sövdüm (sövdüm), sövdüm ben dünyaya 
Acılara, sokaklara, ait olmaya, insanlara 


Duman-Senden Daha Güzel


                                                                                                                                                                   


Göksel- Gittiğinde



Güliz Ayla- Bahsetmem Lazım






Saçlarından, Gözlerinden, Bende İyi Duran Sözlerinden
Senden Benden Bahsetmem Lazım Kim Varsa Umudunu Kaybeden

Seni Kaybetmekle Yüzleştim Dün Gece Restleştim Korkusuyla
Ne Tuhaf Şey Ki Düşüncesi Dahi Yetti Mahvolmama
Hey Gidi Ben, Sana Ne Oldu Öyle Ki Emindin Aşksızlıktan
Yalnızlık Fihliste Eski Sevgili Muhafsın Mutsuzluktan

Saçlarından, Gözlerinden, Bende İyi Duran Sözlerinden
Senden Benden Bahsetmem Lazım Kim Varsa Umudunu Kaybeden…

Saçlarından, Gözlerinden,
Bende İyi Duran Sözlerinden
Şarkı sarkiasrki.com sözleri
Senden Benden Bahsetmem Lazım Kim Varsa Umudunu Kaybeden

Tanışığız Bir Yerlerden Benzerliğimiz Aynıyla Kavgalı Olmaktan
Ne Güzel Zamanlama Tesadüf Mü Sanmam Muhafsın Mutsuzluktan

Saçlarından, Gözlerinden,
Bende İyi Duran Sözlerinden
Senden Benden Bahsetmem Lazım Kim Varsa Umudunu Kaybeden

Saçlarından, Gözlerinden,
Bende İyi Duran Sözlerinden
Senden Benden Bahsetmem Lazım Kim Varsa Umudunu Kaybeden

Bu paylaşacağım şarkıyı çok severim ve bence Nail'in ani evlilik teklifine çok uyuyor <3

Bruno Mars- Marry You






It's a beautiful night ,
We're looking for something dumb to do
Hey baby
I think I want to marry you

Is it the look in your eyes?
Or is it these dancing juice?
Who cares baby
I think I wanna marry you

Well I know this little chapel on the boulevard we can go
No one will know
Oh come on girl

Who cares if we're trashed got a pocket full of cash we can blow
Shots of patron
And it's on girl

Don't say no, no, no, no-no
Just say yeah, yeah, yeah, yeah-yeah
And we'll go, go, go, go-go
If you're ready, like I'm ready

Cause it's a beautiful night
We're looking for something dumb to do
Hey baby
I think I wanna marry you

Is it the look in your eyes?
Or is it the dancing juice?
Who cares baby
I think I wanna marry you

I'll go get a ring let the choir bells sing like oooh
So what you wanna do?
Let's just run girl

If we wake up and you wanna break up that's cool
No, I won't blame you
It was fun girl

Don't say no, no, no, no-no
Just say yeah, yeah, yeah, yeah-yeah
And we'll go, go, go, go-go
If you're ready, like I'm ready

Cause it's a beautiful night,
We're looking for something dumb to do
Hey baby
I think I wanna marry you.

Is it the look in your eyes?
Or is it this dancing juice?
Who cares baby,
I think I wanna marry you.

Just say I do,
Tell me right now baby,
Tell me right now baby, baby
Just say I do
Tell me right now baby,
Tell me right now baby, baby

Oh it's a beautiful night
We're looking for something dumb to do
Hey baby
I think I wanna marry you

Is it the look in your eyes?
Or is it this dancing juice?
Who cares baby
I think I wanna marry you.



Son şarkı düğünüm de ilk dans parçamdı çok severek dinliyorum umarım sizde seversiniz..

Cem Belevi feat Enbe Orkestrası- Yollarım Olsa





İşte benim kitabı okurken severek dinlediğim şarkılar bunlar sizinde aklınızda bu kitapla ilgili şarkılar geliyorsa yorum atarak benimle paylaşırsanız çok sevinirim hoşçakalın :)