23 Haziran 2016 Perşembe

Sarai-J.A. Redmerski Playlist #KPIBT Okuma Etkinliği



Merhabalar bu seferde playlistle karşınıza geldim :-) şimdi sizinle kitap okurken aklıma gelen şarkıların videolarını paylaşacağım <3

İlk Şarkım Adele- Skyfall




Murat Dalkılıç-Derine



David Guetta- Lovers On The Sun




Atiye feat İskender Paydaş- Yetmez




Şebnem Ferah- Deli Kızım Uyan



Tom Jones- Delilah



21 Haziran 2016 Salı

Katiller Çetesi Sarai- J.A. Redmerski Kitap Yorumum #KPİBT Okuma Etkinliği






Orjinal Adı: Killing Sarai

Yazar: J.A. Redmerski

Yayın Evi : Ephesus Yayınları

Sayfa Sayısı: 413

Çeviri: Murat Karlıdağ










Arka Kapak Yazısı: 

"Beş yıldız!" -The Book Enthusiast
"Bu seri inanılmaz." -SMI BOOK CLUB

The New York Times, USA Today ve The Wall Street Journal''ın çok satan yazarı J.A. Redmerski''den tutkunun ve hayatta kalma mücadelesinin romanı… 

Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika''daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir. 
Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai''ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar. Ne var ki, işler Sarai''ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson''a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur. 
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai''a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai''ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas''la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar. 
Bu kitap Sarai ve Victor''un hikâyesidir.


Merhabalar :) Kırmızı Pelerinler olarak son yorumum ile karşınızdayım. Daha önce yorumlarını yayınladığım Hiçliğin Kıyısında ve Sonsuzluğun Kıyısında kitap yorumlarımla tanıştığımız J.A. Redmerski'nin yepyeni kitabını sizler için yorumlayacağım.

 Annesi tarafından henüz on dört yaşındayken uyuşturucu baronuna satılan ve dokuz yılını esir gibi geçiren Sarai, kaçmanın yollarını aramaktadır. Victor'un çiftliğe iş için gelmesiyle tüm olacakları göze alır ve genç kız çareyi adamın arabasına gizlice binip saklanmakta bulur. Victor'un azılı bir katil olduğunu bildiği halde içinde bir parça vicdan olduğunu umut ederek hareket eder. Sonrası bildiğimiz bir kaçış hikayesi.  Sarai'nin kendi ağzıyla itiraf ettiği Stockholm Sendromu karşımıza çıkıyor ilerleyen sayfalarda. Tabi kitabın sonuna gelince böyle bitmemeliydi demeden yapamıyorsunuz.

Kitap bittiğinde hayal kırıklığı yaşamadım desem yalan olur. Aşk vardı fakat eksikti. Bir katilin tutkusunun ne kadar yoğun olabileceğini hayal edebiliyor musunuz? Çok mükemmel değil mi? Ama malesef o tutku eksik kalmış. Yayın evine gelirsek; çevirisi çok hoşuma gitti akıcı ve anlamlıydı fakat bir çok kelime yanlış yazılmıştı.Kağıt kalitesi mükemmeldi. Ciltli olması zaten benim için kitabı bir adım öne çıkarıyor. E bu konuda da en iyilerden birinin Ephesus Ailesi olduğunu biliyoruz. Ben kitabımı severek okudum umarım sizde keyif alırsınız. Devamını dört gözle bekliyorum. Teşekkürler Ephesus..






19 Haziran 2016 Pazar

S*ktir Et Aşkı- Tarryn Fisher Kitap Yorumu





Orjinal Adı: Fuck Love

Yazar: Tarryn Fısher

Yayın Evi: Aspendos

Sayfa Sayısı:340

Çeviri: Merve Altıparmak






Arka Kapak Yazısı:

Aşkların en güzeli yaşanmaması gereken aşktır.
 
“Hayatın basit olmadığını biliyordum çünkü ben de basit değildim. Hatta basitten daha fazlası olduğumu ve normal pek bir yanımın olmadığını öğreniyordum. Bir adama âşık olmak zaten başlı başına bir şeydi ama bir rüya yüzünden en yakın arkadaşınızın sevgilisine âşık olmak...”
 
Helena Conway âşık olmuştu.
İsteksizce, farkına varmadan.
Ancak haklı sebepleri vardı.
Kit Isley onda olmayan her şeye sahip.
Ve Helena’nın en yakın arkadaşının sevgilisi olmasaydı, her şey çok güzel olabilirdi belki.
Helena kalbini susturmalı, doğru olanı yapmalı ve başkalarını da düşünmelidir.
Ta ki bunu yapmayana dek.





Merhabalar, dün gece kitabımı bitirdim ve yorumumla karşınızdayım.İnsanın yapacak hiçbir şeyi olmayınca yorum yazması da gecikmiyormuş :)

 Aslında tam olarak ne yazmam gerektiğini bilmiyorum. Kafam Helena'nın ki kadar karışık. Belki aşık ve evli bir bayan olduğum için Helena'ya sinirlendim çünkü en yakın arkadaşı ne kadar pislik olsa da -ki o başlarda o kadar da değildi-onun sevgilisine aşık olmak kabul edilebilir bir şey değil benim gözümde. Düşüncesi bile korkunç. Yazarın ilk kez bu kitabını okuyorum ama anladığım kadarıyla tarzı böyleymiş. Haklıyı haksız gibi görmemizi sağlayan, haksızı da baş tacı yapabileceğimiz şekilde anlatan kıvrak zekalı birisi. Ama ben bir türlü kitabın büyüsüne kapılamadım. Evet yazarın kalemini, tarzını sevdim bu konuda hakkını vermeliyim. Ben kitaptaki konuyu gerçek hayatta düşününce çok canım sıkıldı. Aşık olacağımız adamı seçemeyiz fakat aşık olduğumuz adam başkasıyla birlikteyse ortalığı karıştırmanın bir anlamı yok. 

 Kısacası baştan sona hep bir ümitle Della'nın  aradan çekilip Kit ve Helena'nın daha masum bir şekilde kavuşacağını bekledim.Olmadı. Beklediğim gibi  değildi.Üzgünüm..

15 Haziran 2016 Çarşamba

Nefretten Sonra-Seni Sevmek İstemedim- Yalnız Gözlerin İçin- Beni Bırakma- F. Murat Arsal Kitap Yorumlarım

İyi geceler. Uzun zamandır bu yorumları yazmak istiyordum. Bu geceye kısmetmiş. Umarım size bir faydam olur :)

Nefretten Sonra





Her kitabı kısa kısa yorumlamak istiyorum. Serimizin ve dolayısıyla yorumumuzun ilk kitabı Nefretten Sonra.

 Tamer güçlü bir iş adamıdır. Bunun yanı sıra devlet için özel görevlere giden bir ekibin içerisinde yer almaktadır. Yunanistan'da ortağının yüzüne ailesini kaybeder ve bunu öğrendikten sonra eski ortağını bir çıkmaza sokar. Adam ya intihar edecektir ya da hapse girecektir. Seçenekler arasında kolay yol olan ölümü seçer ve ölmeden önceki tartışmalara kızı Natalia da şahit olur. Eski ortağının Tamer'den son isteği kızına sahip çıkmasıdır. Ve ölmeden önce kızına intikamımı al diye söz verdirtir. Henüz on altı yaşında olan Natalia her gün bu intikam hırsıyla yaşar. Fakat intikam almak için girdiği aşk oyunu gerçeğe dönüşür. Yine de inadından vazgeçmeyen genç kız Tamer'in aşkından vazgeçme pahasına ülkesine döner. Sırılsıklam aşık bir çiftin kavuşma hikayesi diye tek cümle ile açıklayabilirim.

Seni Sevmek İstemedim


 Yeşil gözlü dev, Dodo... Doğan, Tamer'in ortağıdır ve tıpkı onun gibi gizli devlet ajanıdır. Tamer ile Natalia'nın aşkına şahit olduktan sonra aştan soğur. Hayatındaki tek önemli kadın annesidir onun için. Ama hayatın karşısına ne çıkaracağını bilmeyen Doğan bir gün hayallerindekinin tam tersi hırçın ve inatçı bir kıza aşık olur. Pınar, zengin bir ailenin züppe kızıdır. Abisinin kumar alışkanlığı tüm hayatını değiştirir. Doğan, Deniz'den borçlarını tahsil etmek için Mersin'e evlerine geldiği sırada bahçede pınar ile karşılaşır. Pınar o sırada üzerinde bikinisi ile nişanlısı Erdem'i bekliyordur ve Doğan'la karşılaşmaları pek hoş sayılmaz. Deniz'in borçları toparlayamaması sonunda Doğan çok büyük bir delilik yapar ve borçların karşılığında Pınar'ı alıp götürür. Aslında onu gördüğü ilk andan beri niyeti evlenmektir fakat yaşanan olaylar aralarındaki gerilimi arttırır ve Pınar'ın kendisini bir mal gibi hissetmesine neden olur.Kitap boyunca Dodo'ya kızmayacağınıza söz veriyorum. Tamam yaptığı hiç hoş değil ama bakın kaçırmasaydı kızı Erdem gibi bir pislikle evlenecekti Pınar :)

Yalnız Gözlerin İçin

İşte geldik serinin en sevdiğim kitabına. Tahir ve Güney'in aşkına yani :)

Ankaralı iş adamı olan Tahir, Doğan ve Tamer'le aynı gizli örgüttendir. Yakışıklılığına söz yok çünkü kendine has kır saçları insanı kendine aşık eden türden. Görev sırasında yaşanan talihsiz bir kaza sonucu aslında masum sayılan bir gencin ölmesine dolaylı yoldan sebep olur. Gencin son isteği kardeşine sahip çıkılmasıdır. Kendine has beyaza yakın sarı saçları ve mavi gözleri ile ilk bakışta dikkatleri kolayca üzerine çekebilen Güney, bu talihsiz gencin kardeşidir. Kardeşinin ölümünü öğrenen Güney deliye döner ve intikam alma arzusuyla yanar tutuşur. Hastanede gece vakti gizlice kardeşini öldürdüğünü düşündüğü Tahir'in odasına girer onu öldürmeyi dener ve beceremez. Yüzü sarılar içinde olan Tahir'in askeri künyesini bulur ve çalar. Artık düşmanına dair öfkesini canlı tutan bir şey vardır elinde. Tüm bunlardan habersiz Tahir ise iyileştikten sonra Güney'i bulur ve Cihan'ın son ricası üzerine belli etmeden göz kulak olmaya başlar. Avukatına verdiği talimatla burs bağlar, iş bulur kısacası hayatını kolaylaştırır. Avukat Ahmet Bey artık mezun olan Güney'i asistan olarak Tahir'in yanına yollar ve bir aşk filizlenmeye başlar. Ne var ki Güney'in hiçbir şeyde haberi yoktur ve esas olaylar tüm gerçekleri öğrendiğinde başlar.

Beni Bırakma


 Ve gelelim son yakışıklımız Akın'a. Akın meslekten ihraç edilmiş bir askerdir ve tabiki o da muhteşem ekip ghost'un bir üyesidir. Görev sırasında sivil birini öldürdüğü için hapse girer.Elazığ'da hapisten çıktığı gün hayatının yeniden şekilleneceğini bilemez. Hapishanenin kapısında Gamze ile çarpışır. Ağlamaklı olan gamze içinden gelen bir dürtüyle Akın'ı arabasına davet eder ve Elazığ-İstanbul arası dört gün sürecek yolculukları başlar. Gamze dünyada sayılı güzeller arasına girmiş mankenlerden birisidir ve Elazığ'a aşık olduğu sandığı Kaan'ı ziyarete gelir. Kaan'da mankendir ve uyuşturucu yüzüne hapse girmiştir. Tüm bunlar yaşanırken seks konusunda rahibe sayılan Gamze kendini hamile sanır. Akın'ı da bu yolla kendine yoldaş olmaya ikna eder zaten. Fakat geçirdikleri dört gün birbirlerinden etkilenmelerine sebep olur. Gün geçtikçe yaşananlar bir bir gerçekleri gün yüzüne çıkarır ve aşıklar aşkın farkına varırlar.





Kitaplar hakkındaki genel yorumuma gelmek istiyorum. Hepsini severek okudum fakat sıkıldığım bir çok nokta oldu. Bunlardan birincisi karakterin bir özelliğinin kırk kere tekrar edilmesi. Tamer'in ne kadar iyi Yunanca konuştuğunu bin kere okuduk heralde.Ki bu örneklerden sadece bir tanesi. İkincisi, kızların yaşları ve erkeklerin yaşları. Mesela Natalia 17 yaşında iken Tamer'i kendine aşık ediyor Tamer ise o sırada 30larının başında. Aynı şekilde Pınar 21, Güney 22 yaşında adamlarımız ise 32 ve 34. Bir tek Gamze 27 yaşında. Üçüncüsü, ilk üç kitap intikam üzerine gitmiş ve diyorsunuz ki vay be ne kadersiz arkadaşalarmış. Bu arada FMA'nın seksyazması konusunda bir çok eleştiri duydum hiç birine katılmıyorum. Adam mükemmel yazmış. Hiç irrite olmadım. Sadece dediğim 3 özellik beni sıktı. Yoksa hikayeleri ve kahramanları sevdim :)